Küçükçekmece moloz hattı Küçükçekmece moloz taşıma Küçükçekmece moloz nakliyesi Küçükçekmece moloz atık toplama Küçükçekmece alo moloz hattı,Küçükçekmece, İstanbul’un batısında aynı adlı gölün çevresinde kurulmuş bir ilçedir. Batısında Avcılar ve Küçükçekmece gölü Kuzeyinde Başakşehir Doğusunda Bahçelievler ve Bakırköy Güneyinde Marmara Denizi vardır. 1987 yılında, ikisi köy (Kayabaşı ve Şamlar), 25’si mahalle olmak üzere toplam 27 yerleşim yeri Bakırköy ilçesinden ayrılarak kurulmuştur. Bugünkü sınırlarına, 1992’de Avcılar’ın, 2009’da Başakşehir’in ilçe olmasıyla kavuşmuştur. 2009 itibarıyla 21 mahalleden oluşmaktadır. İstanbul’un 39 ilçesi arasında yaşam kalitesi endeksi sıralamasında 12. Sıradadır.[4][5] Marmara Denizi ve adını verdiği Küçükçekmece gölüne kıyısı vardır.
Küçükçekmece adının kaynağı konusunda, tarihçiler arasında değişik görüşler mevcuttur. Hakkı Raif Ayyıldız bir yazısında; bölgenin Küçükçekmece adını almasını şöyle anlatmaktadır: “Batağa gayet kalın kazıklar çakılmış ve aralarına halatlar gerilmiştir. Yolcular büyük bir sala dolar, salcılar da salı çeke çeke kanalın öte yakasına yüzdürüp götürürlerdi; bunlardan ötürüdür ki, iki gölün geçitlerine “Küçükçekmece” ve “Büyükçekmece” adları verilmiştir.
“Çekme” adı, bu bölgede olan çöküntülere bağlanmaktaysa da, gerçeğe en yakın varsayımın, göle giren balıkları tutmak için kanala konmuş olan ve yukarı çekilerek açılan kafesli setlerden dolayı verilmiş olduğu söylenebilir. Kaldı ki, eski Osmanlı Vakıf defterlerinde de bölge “Çekmek-i Küçük”olarak anılmaktadır. Öte yandan “küçük” olarak adlandırılan göl, gerçekte “büyük” olarak adlandırılandan daha büyüktür. Adlandırmadaki bu terslik, göller üzerindeki köprülerin uzunluğuna da bağlanabilir.
İstanbul’un 15 km batısında yer alan ve 14 km’lik bir alan kaplayan Küçükçekmece Gölü; son jeolojik dönemdeki buzullaşmanın erimesiyle denizlerin seviyelerinin yükselmeleri sonucu Çanakkale Boğazı’nın yarılarak Marmara Çukuru’nun dolması, bu deniz istilasıyla eski vadi ağızlarının boğularak ’’ria ’’ların ortaya çıkması sonucu önce koy, zamanla da kıyı kordonuyla kaplanarak lagün haline gelmesiyle oluşmuştur.
Gölün ağız kesimi kıyı kordonu ile kapalı olmasına rağmen gölün denizle ilişkisi 1.5 metre derinliği olan bir geçitle sağlanmaktadır. Bu nedenle gölün suyu yarı tuzludur. Ancak son zamanlarda yapılaşmanın artması, gölün besleyen akarsuların cılızlaşması nedenleriyle bu geçit ender olarak bağlantı sağlayabilmektedir.
Çevresinde eosengre ve kalkerleri ile üst miyosen kum marn ve kalkerleri bulunan Küçükçekmece Gölü, doğusundan Nakkaş Deresi, batısından Eşkinoz Deresi ve bunlar arasındaki Sazlıdere’den beslenmektedir.
Küçükçekmece Gölü’nde, eskiden bol miktarda balık bulunurken 1970’lerden sonra evsel ve sanayi atıklarla gölün kirlenmesi sonucu balıkların yaşamı olumsuz yönde etkilenmiştir. Bu kirlilik, göl suyunun Büyükçekmece Barajı’na aktarılarak kullanım projesini de engellemiş olup, 1992’de bitirilen isale hattı kullanılamamıştır.
Küçükçekmece Gölü’nün kirlenmesini engellemek amacıyla başlatılan kollektör çalışmaları ise yarım kaldığı için sanayi atıkları büyük ölçüde azalmış olsa da evsel atıklar hâlâ göle akmaktadır. Bunun sonucu olarak Küçükçekmece Gölü halen tamamen ötrofik (sucul ortamlardaki fosfatlı ve azotlu besinlerin aşırı çoğalması sonucu oksijenin azalması, su kalitesinin kötüleşmesi, yeşillenme) durumdadır.
Sazlıdere[değiştir | kaynağı değiştir]
Yaklaşık 40 km. uzunluğunda olan Sazlıdere, İstanbul’un Küçükçekmece Gölü’ne dökülen en önemli akarsuyudur. Dursun Köyü’nün güneyindeki küçük su havzalarının sularını toplayarak, güneydoğu yönünde akar.
Küçükçekmece Gölü’nün yakınlarında tabanını genişleterek göle dökülür. 84 km2 yağış alana sahip Sazlıdere’nin, Bosna istasyonundaki ortalama debisi 0.928 m3/sn. olup, yıllık ortalama su hacmi 35 milyon m3 dolayındadır. Sazlıdere’nin eski Samlar Köyü’nü de içine alacak şekilde baraj haline getirilmesi ve su tutması için kapaklarının kapalı olması nedeniyle, Küçükçekmece Gölü kendini besleyen bu önemli kaynaktan mahrum kalmıştır.
Nakkaş Deresi[değiştir | kaynağı değiştir]
Küçükçekmece Gölü’ne dökülen ikinci önemli akarsuyudur Küçükçekmece Gölü’nün Kuzeyinde kalan küçük havzasının sularım toplayan Nakkaş Deresi, yaklaşık 43 km2 yağış- alanına sahiptir. Debisi ortalama 0.344 m3/sn, yıllık ortalama su hacmi 14 milyon m3’dür.
üçükçekmece geniş düzlükler halinde az dalgalı (engebeli) bir alana yayılmıştır. Deniz ve göl kıyılarında içerilere doğru yükseltiler artar. Kuzeydeki tepelerde yükseklik 200 metreyi bulur. Vadiler belirgin görünümdedir, ilçedeki gölün morfolojik (biçim) yapışı nedeniyle tam ve tipik bir lagün (yalı) gölüdür. Dünyada pek ender oluşan lagün göllerden birisidir ve bir doğa harikasıdır.
İlçe alanında kalan akarsular uzunlukları, kısa ve su rejimleri, debileri, düzensizdir. Bir kesimi hızlı kentleşme ve sanayileşme nedeniyle yerleşme ve sanayi alanları içinde kalmış oldukları için sanayi ve kentsel atıkları denize boşaltan derelere dönüştüler.
Küçükçekmece ilçesinin tarihi bir bakıma İstanbul’un tarihidir. İstanbul’a egemen olan bir imparatorluk Küçükçekmece yöresinde egemen olmuştur. Küçükçekmece’nin yüksek kesimlerinde REGİON adlı bir bölge vardır. Roma İmparatorluğu’ nu Bizans’a bağlayan en önemli yollarından VİAEGNETİA, Region’ dan geçerdi. Yüzyılın ortalarında büyük bir deprem de, bunların yıkıldığı çeşitli kaynaklarda ifade edilmiştir. Küçükçekmece İlçesinin en eski yerleşim yeri, Küçükçekmece gölünün kuzey kesiminde bulunan Yarımburgaz mağaralarıdır. Buralara paleotik çağdan itibaren yerleşme başlamıştır. Tarihi Paleotik çağa uzanan bu bölgedeki tarihi yerler, Günümüz öncesi 730.000 ila 130.000 yılları arasını kapsayan Yarımburgaz Mağaraları, M.Ö.2.Yüzyıl-M.S.2. yüzyıllar arası Region kitabeleri. Yavuz Sultan Selim’in has defterdarı Abdül Selami Bey Türbesi Tekke ve Zaviyesi, 17.Yüzyıl Mimar Sinan Köprüsü ve 18.Yüzyıl Küçükçekmece Meydanı Çeşmesi’dir. Cumhuriyet döneminde ise yoğun nüfus akımı 1950’ den sonrasına rastlamaktadır.